4.05.2012

Mutluluk yaşanılmaz;öğrenilir.


- Geçen bi' şey yazmıştım Facebook’ta;’Meğer mutluluk;öğrenilen bi' şeymiş.’diye.Bi’ arkadaş da yırtık dondan çıkıp;’Mutluluk;olaylar ve eylemler karşısında şekillenir.’gibi felsefik laflar etmişti.Malum kendisi edebiyat bölümü öğrencisi ya.Her bi’ haltı o bilir.Hatta haltı da sorsan onu da bilir.Her neyse.Ona dedim ki;’Mutluluk;olaylar ve eylemler karşısında şekil almış bi’ kavram olsaydı,daima mutsuz olurdum.Çünkü etrafımda beni mutlu eden bi’ olay ya da bi’ eylem yok.’falan fistan.    
   Öğrenirsem mutlu olabilmeyi,hayatımın bi’ parçası haline getirebilirim böylece.Mutlu olmak için bi’ olaya veya bi’ eyleme ihtiyaç duymadan.Bilinçli ama bilinçsiz bi’ şekilde.İlmek ilmek işleyerek,dokuyarak,farkında olarak.Yani;geçici değil,kalıcı mutluluk.N’asıl mı olacak bu?İki seçenek var önümde.Biri şükretmekten geçiyor.Annem her zaman şöyle söyler;’Neden daha iyisini görüp özenmek yerine daha kötüsüne bakıp şükretmiyorsun?’
   Görmek ve bakmak.Uzaktan bakıldığında aynı yöne çıkıyor gibi gözüken iki farklı kavram.Görmek;anlıktır.Bilinçsizce,istemsiz gerçekleşir.Fakat bakmak;anlık değildir.Bilinçli ve istemli bir şekilde yapılır.Demek ki mutlu olmanın ilk kuralı bakabilmektir,derini görebilmektir,farkındalığa ulaşabilmektir.Şükretmektir.Eh ne derler;’Boynuzsuz keçinin boynuzludan ahirette soracağı varmış.’İkinci seçenek de biraz Pollyannacılıktan geçiyor.Aynaya baktığında kendine gülümsemekten.Ciğerlerini temiz havayla doldurmaktan.’Elbet benim günüm de gelecek.Bi’ gün ben de mutlu olacağım.Hep böyle kötü gidecek değil ya.’diyebilmekten.Küçük de olsa umut etmekten.Kapıyı asla ardına kadar kapatmamaktan özellikle.Çünkü o aralıktan ışığın ne zaman süzeleceği asla belli olmaz.Murat Göğebakan geçen bi’ şey demişti.Biliyorsun ya,o da kanser tedavisi gördü.Zor günler geçirdi.Ve elenmiş una benzettim onu ya da süzülmüş çaya.Bence asıl mesele de burada.Kişinin tüm olumsuzluğu ruhundan süzüp arınması.Şöyle demişti;’Karanlık bi’ dönem geçirdim.Ancak aydınlığı görebilmem için hayatımın kararması gerekiyordu.Çünkü karanlık olmayan bi’ yerde aydınlık da gözükmez,kendini belli edemez.’