26.06.2012

Kim takar sanki şapkası olduktan sonra kafasında..


  Antivirüs koruma programının süresi bitmiş mutsuz bir ülkede ikamet
etmekteyiz.Değerin,duygunun,saygının,kalitenin,insanlığın en aza indirgenip nefretin,hoşgörüsüzlüğün,bayağılığın,merhametsizliğin,özenticiliğin,yapmacıklığın yeniden doğduğuna şahit oluyorum.İçi su dolu bir bardak düşün.Üzerine sıvıyağ dökersen sıvıyağın üste çıkıp tertemiz suyu altta bıraktığını.Sanırım anlamış olman için bu yeterli olur.
  Medya.Bizim güzel çıplaklık makinemiz.Selülitleri en ince ayrıntısına kadar gösterip açığa çıkaran fakat gerçeklerin üstüne serin bir gazete parçası örterek kapamaya çalışan o duygusuz sosyal kurum.Düzenli gazete okuyan her gün haber programı izleyen dikkatli kişiler bilir yapmacıklığın boyutunu.Öte yandan paranın kokusunu.Oğluna ağlarken şehidin annesi yanına gidip ağzından laf ,acısından görüntü almaya bakan vicdansız açgözlüler onlar.Neden umurlarında olsun ki.Onların kardeşi mi sanki.Ya da dostları.Ya da kendileri yapmış bitirmiş askerliğini.Annesi ağlamıyor ki orada.Onane.İzleyen çocukların,insanların psikolojilerini düşünmeden canlı canlı cinayet,ölüm anı görüntülerini gösteren.N’olur ki sanki.Ölen tanıdık da değil.Hem her zaman olan şeyler.O sadece işini yapmakla yükümlü.Bir de parasını almakla.Bir can gidiyor görüntüde.Üstelik film değil.Adama araba çarpıyor,adam adamı bıçaklıyor,üzerine tuğla düşüyor.Doğru ya.Ne vicdan ne insanlık ne merhamet ne özel hayata saygı ne ruh hali ne yakınları görür telaşı.Sahi ya.Onlar da ne.Onane.
  Başörtüyü siyasi simge olarak gören yobaz bir kesim.Düşünmeyi unutmuş koyun sürüsü psikolojisine bürünmüş bir avuç insan.Bebekle kalmayıp beyinlerini de aldırmış kürtaj bağımlısı zavallı kadınlar.Ahlakı bir yerine kaçmış uçkuru düşük bir millet.Kim sorsa;’İş yok,para yok.’diye dertlenen çakal insanlar.Her şeyi sıfıra indirgeyen duygusuz,bayağı,abartı yanlısı bir medya.Bir yandan köyde okuyacak okul arayan potansiyel şehirli kızlar,diğer yandan şehirde koca arayan potansiyel köylü kızlar.Etrafta tozdan nem kapan sinirli,psikopat,nefret dolu bir halk.Öte yandan insanlardan düşüncelerine karşı saygı duymasını bekleyen fakat kimsenin düşüncesine saygı duymayan işgüzar benci bir siyasi topluluk.Bir yandan gününü gün eden para mıçan tek derdi soyunmak alışveriş magazinde boy gösterip seks olan bir topluluk öbür yandan penguenler gibi ensest ilişki yaşayan ya da homoseksüel ruh hastası insanlar.İnancı tam olan insanları yobaz olarak gören cahil bir azınlık.Özgürlük diye nara atan fakat bir başkasının özgürlüğünü ayaklar altına alıp kendi özgürlüğünden başka özgürlük kabul etmeyen benci,bencil,saygısız,yobaz bir kesim.Dejanere olmuş sıradanlaştırılan hayatlar.Yoktan yere bölücülük çıkaran tek derdi nefret kusmak olan şeytani beyinler.
  Sorun sende değil;bizde,hepimizde.Kuralları olmayan bir insan,bir ülke çitsiz bir ev gibi.Ne kadar boyası badanası tam olursa olsun çıplak,savunmasız,her türlü tacize açık bir haldedir.Kuralları olmayan bir yerde düzenin,saygının,huzurun işi ne ki zaten?

8.06.2012

Gel-in de görün.



   Yıllar geçti;araba modelleri değişti ancak ne var ki gelinlik anlayışı değişmedi Türkiye’de.Dünya üzerindeki bilinen zengin veya ünlü ya da halktan kadınlar en sade,rahat gelinlikleri tercih ederken bizim ünlü,zengin,halktan Türk kadınları abartılı,bayağı,açık,dekolteli,straplez,taşlı,işlemeli,kabarık gelinlik giymeye bayılıyor.Bak,dikkat edersen say say bitmedi özellikleri.Sonra da gelip demezler mi;’Ayh doğudakiler kro.’falan fistan diye.Farkındalar mı bilmiyorum ama onlarla aynı tarz gelinlikleri giyiyorlar.Aradaki fark sadece fiyat.Şöyle diyelim;alaturkalık,görgüsüzlük genlerine işlemiş her ne kadar kabul edemeseler de.Hele o makyajları,saçları n’asıl.Sanki boya küpüne düşmüş gibi palyaçovari bi’ tavırları yok mu?Ya da o kuş yuvası komik topuz modellerine ne demeli.Yine dünyaya dönelim.Makyajlar her zamankinden sade;saçlar her zamanki kadar doğal.
   Bi’ kadın sadece kendine ve eşine özel olmalı.Müze gibi ne varsa sergilememeli.Özel kadın olmak başka bi’ şeydir.Bu tipler ise kamu malı maşallah.Kamu malı halka açıktır,herkes tarafından kullanılabilir,ne varsa ortadadır.Mesela kaldırım gibi.Bi’ kere sen evlendiğin adamın evine gelin gidiyorsun;Manukyan’ın evine değil.Eşin seni nasıl tanıdıysa sen de öyle görün.Olmadığın biri gibi görünerek ertesi sabah o günkü halinle alakan olmayacağını bile bile ne bu bayağılık,abartılık,görgüsüzlük.Gelin olmanın verdiği saflık,tazelik,masumiyet nerede?N’asıl ki 23 Nisan’da bi’ çocuk tek bi’ günlüğüne başbakanlık koltuğuna oturuyorsa bunlar da bi’ günlüğüne prensesçilik oynamaya çalışıyorlar.Düşün ki prenses ünvanını alan Kate Middleton bile sade bi’ gelinlik giymesine karşın ne kadar gösterişliydi.Hem masum hem özel hem de naif karakterini çok iyi gösterdi.Al işte sana görgü,nezaket..

1.06.2012

Ekmek değil;sadece bebek.

- Bazı bebek bezi reklamlarında hangi akla hizmet bebeğin poposu gösteriliyor allasen?Bu mahrem bi' şey değil midir?O bebek büyüdüğünde hesap sormaz mı buna izin veren ailesine?Bunu yaparken bebekten izin alınıyor mu peki?Onun kişisel ve çocukluk hakkına saygı duyuluyor mu?Tabi ki hepsinin yanıtı kocaman bi' hayır.Sanki reklamı izleyen izleyici bezin nereye takıldığını bilmiyor da uygulamalı olarak bebeğin bire bir poposu gösteriliyor.Zaten bezi alan kişi de alıp başına şapka diye takacaktı.İyi ki gösterdiniz.Herkes sizin kadar masum düşünceler içinde değil yanlız.Etrafta sapıklar cirit atarken bu yapılan insan ve bebek hakkına tecavüzdür.Ben ve benim gibi düşünenler fesat değil;tam tersi,bu reklamı yapan reklamcılar ve buna izin veren aileler oldukça saf.

Eurovision'da 2012

 - Bu sene Eurovision'da Loreen'ın Euphoria şarkısıyla İsveç birinci oldu.Hakketti,bence kesinlikle anasının ak sütü kadar helaldir.Bi' kere son derece gizemli ve görkemliydi sahne performansı.Evrensel bi' konuyu anlatıyordu.İçimizdeki özgürlüğü dışa vurmak.Diğer ülkelerin temsilcilerine göre oldukça özgüvenli ve kendine özgüydü.Gerek dansı gerek görüntüsü gerek şarkısıyla.Neymiş efendim olaya siyaset karışmış.Peki 2003'te Sertab Erener'in birincilik ve 2010'da Manga'nın ikincilik başarıları hangi siyasetle kazanıldı?2010'da Almanya'nın birinciliği?Azerbaycan 2011'de birincilik kazandığında onun da mı siyaseti vardı?İnsan bu kadar mı kıçından uydurur.Başarısızlığı başarılıya çamur atarak örtmeye kalkmayın.Çünkü na ortada kapak gibi duruyor.
 Can Bonomo çok da kötü olmayan bi' şarkıyla çıktı belki sahneye.Ancak bizim için.Eğer Love Me Back Türkiye'de çıkış yapsaydı ve Eurovision'la alakası olmasaydı kabul görürdü ülkemizde.Demek sadece İngilizce şarkı söylemek yetmiyor.Kimseyi ilgilendirmiyor demek bi' denizcinin sevdası.Ee haklılar.
 Hele Azerbaycan'ı temsil edenin Sabina Babayeva,estetikli burnunun ve şişme dudaklarının olduğunu ve de geçen senekine benzer bi' şarkıyla tekrar birincilik alabileceğini sandığını düşünürsek Can kesinlikle onun yerine dördüncülük alabilirdi.Tabi bu kıyaslamayla.
 Diğer ülkelerden de beğendiğim temsilciler ve şarkıları;Fransa'dan Anggun ile Echo You And I,İtalya'dan Nina Zilli ile L'amore E Femmina,Moldova'dan Pasha Parfeny ile Lautar,Malta'dan Kurt Calleja ile This Is The Night,Ukrayna'dan Gaitana ile Be My Guest,Sırbistan'dan Zeljko Joksimovic ile Nije Ljubav Stvar ve Makedonya'dan Kaliopi ile Crno i Belo.

Kaliopi - Crno i Belo)