28.04.2012

Destur Tatlım

Pek insan canlısı,bıcır bıcır bir kız olduğum söylenemez.
  Zaten o gün benim,şu gün senin olaylarından çok çok uzak bir tipim Allah’tan.Ne alaturka adetlerdir bunlar böyle.Bi' de şu tipler vardır hani;henüz yirmili yaşlarının başında koca bulup evlenmiş pasif sürüsü.Bu tür;annesinin rujunu suratına gelişigüzel bi' şekilde sürüp küçük ayaklarına da koca topukluları geçirmiş he bir de boynuna o klasik uzun inci kolyelerinden birini takmış beş yaşında bi' kız çocuğuna benzer.Üzerinde emanet durur.Ne yaşıdır ne zamanı çünkü.Bi' de pek bir ev hanımı olmaya adapte olarak doğmuşlardır.Böyle yemek yapmalar,çeyiz sermeler,altın kabul günleri,saten gecelikler,evde topuklu ayakkabılarla dolaşmalar,kendini kaynanaya beğendirme uğraşları falan.Eminim kendilerine bu şekilde karakter olarak epey katkı sağlıyorlardır.
  Her neyse.Eve çat kapı gelen misafire beklenmeyen ya da davetsiz misafir denir.Peki sen n’aparsın bu durumda?Düşünsene.Ev genelde derli topluyken eve sinek bile girmez;bir başka gün gelir,ev dönmüş çarşamba pazarına.Kendine vakit ayırma hevesiyle kıçını gere gere koltuğa yayılmış moda dergilerini karıştırırken birden zil çalar.Zırrrrr.Bi' de bakarsın ki misafir.Anam.O an bir telaş alır insanı.Ortalıkta duran her şey topluca kucağa alınır,yatak odasına fırlatılır.Misafir içeri girdiğinde de sanki demin evde at koşturan sen değilmişsin gibi gülümser,hoşgeldin tatlım,dersin.Bu ne tür bir görgüsüzlüktür?Peygamber efendimiz bir yere gitmeden önce haber verilmesi gerektiğini buyururken sen hangi hakla pat diye damlıyorsun misafirliğe?Bi' düşün,belki hastadır.Belki dışarıdadır.Belki canı o gün kıçını şöyle bi' yaymak istiyordur.Belki gürültü kaldıracak ruh hali yoktur.
  Böyle bir durumda ben mi n’aparım?Ya kapıyı açmam ya da içeri adım attırmadan direkt yüzüne söylerim: ‘Gelmeden önce bir haber verir insan,müsait misin diye bir destur alır;en azından insanlar böyle yapıyor.Dingonun ahırı değil burası.’ diye.
  Bol misafirsiz günlere..